Bu sıkıntı sadece gerçekleştirdiğimiz istişarelerde ortaya çıkan bir durum değil, haber merkezimize web üzerinden, sosyal medya üzerinden bu konuda yoğun olarak iletiler geliyor.Aslında problem sadece sektörümüze özgü değil. Tüm sektörlerde üretim için eleman bulmak sıkıntılı bir hal almış durumda. Son olarak TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) Başkanı Mehmet Büyükekşi bu konunun önemine vurgu yaptı. Neden sorusunun cevabını irdelediğimizde ortaya çıkan sorunların başında vatandaşlarımızın atölyede veya fabrikalarda değil daha kalifiye ve masa başı işlerde çalışma isteğinde olmaları geliyor. Kısacası mevcut çalışma şartları ve iş beğenilmiyor.
İş neden beğenilmiyor konusuna değindiğimizde birçok sebebi sıralamak mümkün. Bunlardan ilk üçüne baktığımızda; Beklentilerin yüksekliğiBunların başında teknolojinin gelişmesi ile birlikte insanların beklentilerinin her geçen gün artıyor olması geliyor. Ancak yanılmamalıyız ki; bu durum sadece ücret konusunu bağlamıyor. Artık insanlar çalışma şartlarını, yaptıkları işin yapısını da önemser seviyeye geldi. Kendilerini algı olarak ve vizyon olarak önemli bir işe yakıştırıyorlar. Şartları iyi olsa da üretimde çalışmak dünyayı artık cebinde taşıma şansına sahip insanları ne yazık ki cezbetmiyor. Ki gel gelelim aileler de çocuklarını yetiştirirken buna göre yetiştiriyor. Bu durumun çözümü için en temelden üretimin öneminin aile içerisinde ve sonrasında eğitim sürecinde algılara yerleştirilmesi gerekiyor.Orta Öğretim ve Yüksek ÖğretimDiğer bir başlık ahşap konusunda ortaöğretimde ve yükseköğretimde yeterli çalışmaların ve sınıfların olmaması. Orman ürünleri konusunda alttan yeterli eleman gelmiyor. Bu durum tabii ki arz-talep meselesi olarak da görülebilir ancak yönlendirme yapılmazsa talep artışının da sağlanması mümkün olmaz. Bu konuda devletin “eylem planı” altında orta ve uzun vadeli bir programlama yapması dışında gelişim mümkün gözükmüyor. (Bunun için de birilerinin (başta çalışma bakanlığı ve sonrasında dernekler) bunu devletin gündemine taşıması gerekiyor.)Çalışma ŞartlarıBir diğer önemli husus sektörümüzdeki çalışma şartları. Türkiye’de bu işi ileri seviyeye taşımış örnekleri bunun dışında tutarsak atölye ve tesislerimizdeki çalışma şartları hepimizin malumu. İş güvenliğinden tesislerin altyapı ve üstyapılarına, SGK’dan ücretlere… Burada biraz işverenlerin şapkayı önlerine koyup düşünmesi gerekiyor.
Hal bu olunca Türkiye’de misafirimiz olmanın her geçen gün ötesine doğru giden başta Suriye olmak üzere dış ülke vatandaşlarının “çalışma izni olsun veya olmasın” bu boşluğu doldurması gündeme geliyor. İşverenler mevcut çalışma şartlarında ülkemizde ikamet eden yabancı uyruklu insanları işe alıyor. Bu durum bizlere 70’lerin Almanya’sını, oraya çalışmaya giden bizim vatandaşlarımızı hatırlatıyor. Ama burada farklı ve sıkıntılı bir durum var, bizim nüfusumuz günden güne ve hızla artıyor.“Peki nasıl yapacağız?” sorularını duyar gibiyiz. Hepimiz üstümüze düşeni yapacağız. Önce tesislerimizi olması gereken “insani çalışma koşullarına” çıkartacağız. Sonra birlik olup, sektör olarak hunharca harcadığımız, hesapsız ve vizyonsuz şekilde bugünü düşünmeden hareket ettiğimiz son 50 yılın (en az) telafisi için ülke ve sektörün geleceği vizyonu ile oluşturulmuş büyük bir yol haritası belirleyeceğiz. Sonra bunun üzerinden adım adım, işleye işleye sektörü geleceğe taşıyacak sorunların çözümünün kendi içinde sağlandığını hep birlikte göreceğiz.
Benim sorum da şu : “Sizce bu mümkün mü?”
İş neden beğenilmiyor konusuna değindiğimizde birçok sebebi sıralamak mümkün. Bunlardan ilk üçüne baktığımızda; Beklentilerin yüksekliğiBunların başında teknolojinin gelişmesi ile birlikte insanların beklentilerinin her geçen gün artıyor olması geliyor. Ancak yanılmamalıyız ki; bu durum sadece ücret konusunu bağlamıyor. Artık insanlar çalışma şartlarını, yaptıkları işin yapısını da önemser seviyeye geldi. Kendilerini algı olarak ve vizyon olarak önemli bir işe yakıştırıyorlar. Şartları iyi olsa da üretimde çalışmak dünyayı artık cebinde taşıma şansına sahip insanları ne yazık ki cezbetmiyor. Ki gel gelelim aileler de çocuklarını yetiştirirken buna göre yetiştiriyor. Bu durumun çözümü için en temelden üretimin öneminin aile içerisinde ve sonrasında eğitim sürecinde algılara yerleştirilmesi gerekiyor.Orta Öğretim ve Yüksek ÖğretimDiğer bir başlık ahşap konusunda ortaöğretimde ve yükseköğretimde yeterli çalışmaların ve sınıfların olmaması. Orman ürünleri konusunda alttan yeterli eleman gelmiyor. Bu durum tabii ki arz-talep meselesi olarak da görülebilir ancak yönlendirme yapılmazsa talep artışının da sağlanması mümkün olmaz. Bu konuda devletin “eylem planı” altında orta ve uzun vadeli bir programlama yapması dışında gelişim mümkün gözükmüyor. (Bunun için de birilerinin (başta çalışma bakanlığı ve sonrasında dernekler) bunu devletin gündemine taşıması gerekiyor.)Çalışma ŞartlarıBir diğer önemli husus sektörümüzdeki çalışma şartları. Türkiye’de bu işi ileri seviyeye taşımış örnekleri bunun dışında tutarsak atölye ve tesislerimizdeki çalışma şartları hepimizin malumu. İş güvenliğinden tesislerin altyapı ve üstyapılarına, SGK’dan ücretlere… Burada biraz işverenlerin şapkayı önlerine koyup düşünmesi gerekiyor.
Hal bu olunca Türkiye’de misafirimiz olmanın her geçen gün ötesine doğru giden başta Suriye olmak üzere dış ülke vatandaşlarının “çalışma izni olsun veya olmasın” bu boşluğu doldurması gündeme geliyor. İşverenler mevcut çalışma şartlarında ülkemizde ikamet eden yabancı uyruklu insanları işe alıyor. Bu durum bizlere 70’lerin Almanya’sını, oraya çalışmaya giden bizim vatandaşlarımızı hatırlatıyor. Ama burada farklı ve sıkıntılı bir durum var, bizim nüfusumuz günden güne ve hızla artıyor.“Peki nasıl yapacağız?” sorularını duyar gibiyiz. Hepimiz üstümüze düşeni yapacağız. Önce tesislerimizi olması gereken “insani çalışma koşullarına” çıkartacağız. Sonra birlik olup, sektör olarak hunharca harcadığımız, hesapsız ve vizyonsuz şekilde bugünü düşünmeden hareket ettiğimiz son 50 yılın (en az) telafisi için ülke ve sektörün geleceği vizyonu ile oluşturulmuş büyük bir yol haritası belirleyeceğiz. Sonra bunun üzerinden adım adım, işleye işleye sektörü geleceğe taşıyacak sorunların çözümünün kendi içinde sağlandığını hep birlikte göreceğiz.
Benim sorum da şu : “Sizce bu mümkün mü?”