Sektörün sorunlarına ve mevcut durumuna ilişkin birçok konuya açıklık getiren AKYÜZ'ün konuşması tüm katılımcılardan büyük alkış aldı."Öncelikle hepinizi Orman Genel Müdürlüğü ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Ahşap ve bu bağlamda orman ürünleri sektörü olarak en önemli sorunumuzun samimiyet olduğunu düşünüyorum. Bu sektörden kazanç sağlayan, evlerine ekmek götüren sektör üyelerinin, hepimizin yeterince samimi olmadığımızı düşünüyo rum. Bizlerin bu işin merkezin deki birey ve kurumlar olarak öncelikle şu soruyu kendimize sormamız gerekiyor, bizler ahşabı ne kadar tanıyor, ne kadar seviyor ve ne kadar kullanıyoruz? İşte tam bu noktada samimiyetimizi sorgulamamız gerekiyor. Biz kendi aramızda ne kadar konuşursak konuşalım, ahşabın ne kadar iyi, sağlıklı ve doğru bir yapı malzemesi olduğunu savunursak savunalım, ahşabı öncelikle kendimiz kullanmadıktan sonra bunun hiçbir anlamı olmaz.
nda ahşabın birçok konuda daha etkili olduğunu biliyoruz.
"İthalat rakamları geriledi."Arkadaşlar ithalat rakamları geriledi. Cips ithalatı %9, tomruk ithalatı %51 , kereste ithalatı %10, yonga levha ithalatı %10 , kontrplak ithalatı %25 geriledi.
"Bizim bu yanlış algıları kırmamız gerekiyor!"
Ülkemizdeki Orman varlığından bahsede lim. Herkes şunu söylüyor; "ben ahşap kullanırsam ormanları yok ederim. O yüzden ağaç kullanmıyorum" diyorlar. Bizim bu yanlış algıları kırmamız gerekiyor! Sanılanın aksine bir şeyin değerini artırmak istiyorsak onun kullanımını artırmalı ve yaygınlaştır malıyız. Ahşabın en güzel örneklerini sektör mensupları olarak bizlerin ortaya koyması gerekiyor. Örneğin Orman Genel Müdürlüğü olarak bizim binalarımızda ahşabı yaygın ve en güzel örnekleriyle kullanmamız ve sergilememiz gerekirdi. Yine sizler kendi işyerlerinizde ve mekanlarınızda ahşap ürünleri en güzel şekilde sergilemelisiniz ki toplumun diğer fertleri ve müşterileriniz de sizlerden görerek ahşabı kullansınlar."Akciğer Kanserinin %15'i radon gazından kaynaklanmakta, radon gazı da ahşap binalarda betonarme binalardan 10 kat daha azdır."
Ahşabın yapısal anlamda artı özelliklerini hepimiz biliyoruz ama ben yine de kısaca tekrar hatırlatacağım; ahşap ağaçtan yapılmış anlamına geliyor.Bakın ilginçtir geçen gün bir haber okudum. Sağlık Bakanlığı 2500 adet betonarme binada radon gazı ölçümlerine başlamış. Akciğer Kanserinin %15'i radon gazından, %30'u sigaradan kaynaklanmaktadır. Radon gazı da ahşap binalarda betonarme binalardan 10 kat daha azdır. Dolayısıyla ahşap, radon gazının önüne geçilmesi için çok önemli bir yapı malzemesidir."Ahşap küresel ısınma iklim değişikliğinin bir numaralı panzehiridir."
Ahşap küresel ısınma iklim değişikliğinin bir numaralı panzehiridir. 1 m3 odun, 250 kg karbonu, 1 ton karbondioksiti bünyesinde depolamaktadır. Sadece bu sebep bile insanların ahşap kullanmasına yeter. Ahşabın betonarmeye karşı daha fazla yük taşıyabildiğini söylüyoruz ama bir türlü anlatamıyoruz. Profesörlerimiz var, hocalarımız var, bunları dile getirmemiz lazım."Size ahşaptan yapılmış 1000 yıllık yapılar gösterebilirim."
İnşaat mühendisi bir arkadaşıma sordum; bir betonarme binanın maksimum ömrü ne kadardır? diye, verdiği cevap; karbonatlaş madan dolayı en fazla 100 yıl. Size ahşaptan yapılmış 1000 yıllık yapılar gösterebilirim. O yüzden arkadaşlar ahşabı mutlaka kullanmalıyız, kullanılmasını teşvik etmeliyiz."Ahşabı iyi tanıtamıyoruz, iyi anlatamıyoruz."
Bugün ABD ve Almanya gibi ülkelerde insanların yoğun bulunduğu binalarda ahşabın kullanılması yaygınlaştırılıyor. Bunların örneklerini görüyoruz. Dünyada masif ahşap kullanımı artıyor fakat Türkiye'de istediği miz gibi masif ahşap kullanımını artıramadık. Burada bizlerin de, sizlerin de ciddi vebali var. Ahşabı iyi tanıtamıyoruz, iyi anlatamıyoruz. Bu işin ticaret boyutu bir tarafa, insanlık için bunu yapmamız lazım.“10'a 10'lar 9'a 9, 5'e 10'lar 4'e 9 olmuş"
Haksız rekabet noktasında piyasada büyük oyunlar oynanıyor! 10'a 10'lar 9'a 9, 5'e 10'lar 4'e 9 olmuş. Piyasada kalite ve standartları denetleyen yok. Bu da haksız kazanç sağlanmasına neden oluyor."Ahşabın yangına karşı dayanıklılığı daha fazla”
Ahşabın yangına karşı dayanıklılığı daha fazla. Normalde ahşap yapı 90 dakika yangına dayanabilirken, çelik yapılar 10 dakika dayanabilmekte. Isı yalıtımında ses yalıtımında ahşabın birçok konuda daha etkili olduğunu biliyoruz.
"Ahşap bulunmaz bir yapı malzemesidir”
Ahşabın önemli bir avantajı daha var ; Ahşabın artık zayıf noktaları yok edilip teknolojiden yararlanmak suretiyle daha güçlü ahşap elde ediliyor. Yani biz ahşapla daha kaliteli daha dayanıklı daha güçlü ürünler elde edebiliriz. Arkadaşlar Ahşap hakikaten bulunmaz bir yapı malzemesidir. Her şeyden önce kaynağı yenilenen tek yapı malzemesidir.Kısaca özetlersek;Yenilenebilir tek yapı malzemesi olan ahşap; karbonu bünyesinde tutması, depreme karşı dayanıklı olması, beton ve çeliğe göre daha fazla yük taşıması, yangına karşı beton ve çelikten daha dirençli olması, üretimi sırasında daha az enerji harcanması, doğal, sağlıklı, sürdürülebilir, geri dönüşümlü, uzun ömürlü, etkin bir yalıtkan olması, gibi nedenleriyle her geçen gün daha fazla kullanım alanına sahip olmaktadır. Tüm dünyada ahşap binaların sayısı ve kat yüksekliği artmaya devam etmekte, bu kapsamda dayanıklılığı ve mukavemeti artırılmış yenilikçi ürünlerin (OSB, CLT vs.) üretimi artmaktadır."Devlet ormanlarının korunması, geliştirilmesi ve işletilmesi görevi yasalarla Orman Genel Müdürlüğü'ne verilmiştir"
Şimdi gelelim Ormanlarımıza; Ormanlarımı zın %99.9'u Devletimize aittir. Devlet ormanlarının korunması, geliştirilmesi ve işletilmesi görevi yasalarla Orman Genel Müdürlüğü'ne verilmiştir. Orman Genel Müdürlüğü bu faaliyetleri kanunlar çerçevesinde gerçekleştirmektedir. Yani her şey mevzuat çerçevesinde yürütülmektedir. Ormancılık faaliyetleriyle ilgili her şey en ince detayına kadar 6831 sayılı Orman Kanununda yer almaktadır. Bu durumun avantajları olduğu gibi uygulamada dezavantajları da oluyor. Kanunların değiştirilmesi, günün ihtiyaçlarına göre düzenlemeler yapılması, her zaman kolay olmuyor."Orman varlığını arttırabilen nadir ülkelerden biri olmayı başardık."
Ahşap noktasında ülkemiz diğer ülkelere göre çok iyi durumda. Orman varlığını arttırabilen nadir ülkelerden biri olmayı başardık. Ciddi anlamda ağaçlandırma çalışmalarımız var. 2003 yılından bu güne 3 milyar 750 milyon fidan diktik. 2017 yılı sonunda 5 milyon hektarlık alanda 4 milyar adet fidan dikmiş olacağız. Bunlar çok iddialı rakamlar. Fidan üretiminde ciddi mesafeler kat ettik. Ormanlarımızı 22,3 milyon hektara çıkardık. Servetimiz 900 milyon m3'ten 1,6 milyar m3 çıkmış durumda. Hani diyorlar ya ormanlarda üretimi arttırdığınız zaman ormanlar yok oluyor. Değil arkadaşlar, bizim ormanları mızın yıllık artımı 46 milyon m3. Bizim ormanlarımızdan aldığımız odun miktarı 23 milyon m3. Yani sadece %50'sini alıyoruz. Ormanlarımızda gerçekleştir diğimiz bakım ve gençleştirme çalışmaları sonucu bu miktarı daha da artırmamız gerekiyor."Nasıl ekmeğe, suya ihtiyacımız varsa, ahşaba, oduna ihtiyacımız var."
Ormanlarımızı toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyoruz. Nasıl ekmeğe, suya ihtiyacımız varsa, ahşaba, oduna ihtiyacımız var. Onların da yenilenmeye ihtiyaçları var. Zamanı geldiğinde kesiyoruz ki kendilerini yenileyebilsinler. Hem devamını sağlama hem de gençleştirmeye devam ediyoruz."2003 yılında 7 milyon m3 olan endüstriyel odun üretimini günümüz itibariyle 18 milyon m3'lere kadar çıkardık"
Toplumun ve sanayilerin ihtiyacını zamanında karşılamamız gerekiyor. 22,3 milyon hektar orman alanımızın 11,2 milyon hektarını ekonomik fonksiyonlu ormanlar olarak odun üretimine ayırdık. Bakınız geçmişte %63 olan bu alan yüzde 50'lere kadar geriledi. Bu alanlar daha da daralacak. Bu yüzden hızlı bir şekilde endüstriyel plantasyonların artırılmasına ve yaygınlaştırıl masına ihtiyaç var. Endüstriyel odun üretimini katlayarak artırıyoruz. 2003 yılında 7 milyon m3 olan endüstriyel odun üretimini günümüz itibariyle 18 milyon m3'lere kadar çıkardık. Sektörün odun hammaddesi ihtiyacını zamanında ve yeteri miktarda karşılamak için büyük çaba sarf ediyoruz. Örneğin Levha sektörüne 2011 yılında 1 milyon ster lif yonga odunu tahsissen verilirken, bu yıl 8 milyon ster lif yonga odunu tahsissen verilmektedir. Bu şekilde ormanlarımızda bakım ve gençleştirme çalışmaları yaparken bir taraftan sektörün odun hammaddesi ihtiyacını karşılıyoruz, bir taraftan da orman köylüsünün işlendirmek suretiyle orman köylüsünün mahallinde istihdamını ve kalkındırılmasını sağlamış oluyoruz. Yani her yönden çok büyük faydalar sağlamış oluyoruz."Bunları iyi anlatmamız lazım, bunları anlatamazsak yerimizde saymaya devam ederiz."
Ormanlarda gerekli yerde ağacı kesmezseniz ağacı korumuş olmazsınız. Bunları iyi anlatmamız lazım, bunları anlatamazsak yerimizde saymaya devam ederiz. Geçen günlerde Fransa'dan bir heyet ikili işbirliği kapsamında neler yapabiliriz diye yanımıza geldi. Arkadaşlarla karşılıklı değerlendirme lerde bulunduk. Bu arada Fransa'da gözlemlediğim bir olayı uyarı anlamında onlara söylemek zorunda kaldım; dedim ki siz 60 milyon m3 odun üretiyorsunuz, 30 milyon m3'ünü şöminede yakacak odun olarak doğrudan yakıyorsunuz. Siz odunu yakacak kadar zengin bir ülke olabilirsiniz ama Dünyaya çok ciddi anlamda zarar veriyorsunuz! Odun yakılmayacak kadar değerlidir. Bu yaptığınız yanlış dedim."Ormandan aldığımızı yine ormana harcıyoruz. Orman Genel Müdürlüğü olarak bir ticarethane gibi kar etme gayemiz yok. Sektörün hammadde ihtiyacını zamanında, yeterli miktarda ve rekabet edebilir fiyatlarla karşılamaya çalışıyoruz”
Orman Genel Müdürlüğü olarak endüstriyel odun üretimini artırmaya devam edeceğiz. Tabi bunların toplumsal boyutları da var; orman köylüsüne para kazandırıyoruz. Her yıl yaklaşık 150 bin orman köylüsünü üretim işçiliğinde istihdam ediyor bu işçilik karşılığında 1,3 milyar TL ödeme yapıyoruz. Tabi bunun satış getirisi de olacak. Orman Genel Müdürlüğü oduna dayalı orman ürünleri satışlarından bu yıl 3,1 milyar TL para kazandı. Bunun yarısını orman köylüsüne üretim gideri olarak veriyoruz. Orman genel müdürlüğü çok para kazandı, aldı paraları cebine koydu gibi düşünebilirler. Anayasanın 170. Maddesi bize bazı sosyal görevler veriyor. Dünya, satış gelirlerinin %20-25'ini üretim işçiliği karşılığı olarak ödüyor. Bu oran bizde %50'sini buluyor. Gelirden geri kalan parayı da yine ormanlarımıza bakım giderleri için harcıyoruz. Yani ormandan aldığımızı yine ormana harcıyoruz. Orman Genel Müdürlüğü olarak bir ticarethane gibi kar etme gayemiz yok. Sektörün hammadde ihtiyacını zamanında, yeterli miktarda ve rekabet edebilir fiyatlarla karşılamaya çalışıyoruz.para kazandı. Bunun yarısını orman köylüsüne üretim gideri olarak veriyoruz. Orman genel müdürlüğü çok para kazandı, aldı paraları cebine koydu gibi düşünebilirler. Anayasanın 170. Maddesi bize bazı sosyal görevler veriyor. Dünya, satış gelirlerinin %20-25'ini üretim işçiliği karşılığı olarak ödüyor. Bu oran bizde %50'sini buluyor. Gelirden geri kalan parayı da yine ormanlarımıza bakım giderleri için harcıyoruz. Yani ormandan aldığımızı yine ormana harcıyoruz. Orman Genel Müdürlüğü olarak bir ticarethane gibi kar etme gayemiz yok. Sektörün hammadde ihtiyacını zamanında, yeterli miktarda ve rekabet edebilir fiyatlarla karşılamaya çalışıyoruz.Bu arada profesyonel işgücü oluşturmak, orman köylüsünü üretim işçiliğinde eğitmek ve bilinçlendirmek gayesiyle Bakanlığımızla Milli Eğitim Bakanlığı arasında 2013 yılında bir Protokol imzalandı. Bu kapsamda 2014 yılından bu güne kadar yaklaşık 100 Bin orman köylümüzü 8 gün eğitime tabi tuttuk, eğittik ve sertifika landırdık. Şu anda Mesleki Yeterlilik Kurumu vasıtasıyla üretim işçisinin meslek olarak tanımını yaptık ve bu kriterler resmi gazetede yayınlandı. Artık kaloriferci den bile istenen bu belgeyi Dünyada tehlikeli işlerden sayılan üretim işinde çalışanlardan da isteyeceğiz. Bu ciddi bir adımdı. Bu konuda çalışmalarımız devam edecek."Adamlar bizi birinci olarak göstermemek için istatistiki belgelerin içine Türkiye hariç diye yazıyorlar."
Sevindirici olan bir şey var; Ülkemizde ahşap sektörü hızla gelişmeye, büyümeye devam ediyor. Yurt dışından odunu hammadde olarak ithal ederken, nihai ürünlere doğru yaklaştığımızda ihracatın ithalatı karşılama oranları yükseliyor. Levha sektöründe az önce söylediğimiz gibi dünyada ilk 3'ün içerisindeyiz Avrupa'da birinci sıradayız. Adamlar bizi birinci olarak göstermemek için istatistiki belgelerin içine Türkiye hariç diye yazıyorlar."Endüstriyel plantasyonlarda Türkiye olarak çok daha hızlı hareket etmemiz gerekiyor."
Endüstriyel plantasyonlarda Türkiye olarak çok daha hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Doğal ormanlar üzerindeki baskıyı bir şekilde azaltmamız gerek. Orman Genel Müdürlüğü olarak biz buna başladık ama yeterince hızlı gittiğimizi söyleyemem. Bunda da Ülkemizin arazi ve iklim yapısı olumsuz yönde etkili oluyor."Dikili ağaç satın alan müşterilerimiz sigorta mevzuatından ile iş sağlığı ve güvenliği mevzuatından muaftır"
Biliyorsunuz ki biz satışlarımızı ağırlıkla açık arttırmalı ve tahsisli olarak yapıyoruz. En önemli satış politikalarımızdan bir tanesi dikili ağaç satışların hızlı bir şekilde artırılması ve yaygınlaştırılmasıdır. 2003'te 187 bin, 2011'de 3 milyon 700 bin, şu anda 6 milyon m3 dikili ağaç satışı yaptık. Bununla ilgili son gelişmeler çok müspet yönde. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü ile İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlük leri'nden birer yazı aldık; dikili ağaç satın alan müşterilerimiz sigorta mevzuatından ile iş sağlığı ve güvenliği mevzuatından muaftır! Yani dikili aldınız, dikili aldığınız bölmeyi kooperatife verdiniz, orada bir iş kazası meydana geldi, size hesap soramıyorlar. Siz sigorta dosyası oluşturun diyemeyecekler. Altını çizerek tekrar ediyorum; dikili olarak, tahsisi veya açık arttırmadan dikili satışı yapılan müşterilerimiz buradaki üretim işçiliğini kooperatifler veya üçüncü şahıslar eliyle yaptırırlarsa sigorta ve iş sağlığı mevzuatından muaftır! Bununla ilgili almış olduğumuz yazılar web sayfamızda yayınlanmıştır."Devlet olarak sizlere hammadde garantisi veriyoruz”
Orman Genel Müdürlüğü'nün ileriye dönük politikası değişmiyor. Dikili ağaç satışlarını artırmaya ve yaygınlaştırılmaya devam ediyoruz. Bu noktada sizler daha rahat hareket edeceksiniz. Biliyorsunuz tahsisleri çıkardık yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Orman Ürünlerinin Satış Usul ve esasları hakkında Yönetmeliğin "ö" maddesi kapsamında sanayi tesislerine tahsisler için duyuruyu yaptık. Arkadaşlarımız müracaat etsin. Aramızda çok ithalatçılarımız var, biz size hammadde garantisini veriyoruz, Ülkemizde var olan hammadde için yurtdışına gitmeyin. Bizim üretmediğimiz veya yeterince üretemediğimiz yerde elbette ithalat yapabilirsiniz. Evet bazı kısıtlar, sıkıntılar var ama ben yokum demekle bu iş olmaz! Siz söyleyeceksiniz biz çözmeye çalışacağız, hep beraber çözeceğiz. Ama kaçarsanız Endüstri 4.0'ü kaçırmış olursunuz."Artık klasik kerestecilik öldü”
Türkiye'de Levha sektörü ciddi anlamda hammadde kullanıyor. Palet sektörü ihracatla beraber büyümeye devam ediyor. Ama kereste sektörü her geçen gün kan kaybetme ye devam ediyor! Kendinizi değişeme ayak uydurmak zorundasınız. Artık klasik kerestecilik öldü. Bu yüzden kan kaybediyor. Yeniliklere ve gelişmelere açık olmak zorundasınız.“Türkiye'de ciddi bir kızılağaç üretim potansiyeli var."
Ülkemizdeki kontrplak sektörünü canlandır maya çalışıyoruz. Bu konuda ciddi gayretlerimiz var. Bununla ilgili kızılağacın yaygın olarak bulunduğu bölgelerimizde özellikle doğu Karadeniz bölgemizde Giresun, Trabzon ve Artvin'de toplantılar yapıyoruz. Türkiye'de ciddi Kızılağaç üretim potansiyelimiz var ve bunu harekete geçirmek için hep beraber çalışacağız."Levha sektörünün tomruk kullanması kabul edilebilir değildir."
Hammadde kullanımındaki en önemli faktör doğru hammaddeyi, doğru yerde, en yüksek katma değerli olarak kullanmamızdır. Yoksa levha sektörünün tomruk kullanması kabul edilebilir değildir. Bir ağacı 100 yıl yetiştirip de cips haline getirerek levhaya dönüştürmek mantıklı değildir. O yüzden yenilikçi teknolojilere ve sistemlere ihtiyacımız var. Özellikle ihracat yapan sanayicilerimiz için sertifikasyon sistemine girdik. Orman Genel Müdürlüğüne mali açıdan hiçbir artısı da yok, ama sektörün önünü açmak için ciddi anlamda gayret gösteriyoruz. 2,4 milyon hektar orman alanını sertifikalı hale getirdik. Önümüzdeki yıl Antalya ve Adana Orman Bölge Müdürlükleri'ni de programa dahil ettik. Buralardan da "FSC" sertifikalı ürün alabileceksiniz."Tomruk çok pahalı diyorlar ya…”
Tomruk çok pahalı diyorlar ya, gerçekte bakıldığında; 1990 yılında 100 TL olan bir m3 tomruk bugün enflasyondan arındırılmış sabit fiyatlarla kıyaslandığında 49 TL'ye kadar fiyatı düşmüş, yani % 51 değer kaybetmiş durumdadır. Bir şeyi ne kadar çok kullanırsanız o kadar çok değeri artar. Biz ahşabın kullanımı ne kadar artırıp, yaygınlaştırabilirsek bu değer kayıplarının önüne geçer, toplum içinde ahşabın hak ettiği yeri almasına katkı sağlarız diye düşünüyorum."Orman Genel Müdürlüğü olarak biz iki yıldır muhammen bedelleri arttırmadık, artırmayı da düşünmüyoruz”
Medyada bazı haberler çıkıyor. Orman Genel Müdürlüğü satış politikalarını değiştirmeli, fiyatlar çok yükseldi diye. Bu yılbaşından itibaren tomruk ithalatının % 55'ni gerçekleştirdiğiniz Ukrayna tomruk ihracatını durdurdu. Bununla beraber döviz kurları ciddi bir artış oldu. Yurt dışından ithal etmek cazip olmaktan çıktı, iç piyasadaki talep artınca, sektör hammadde temini için iç piyasaya saldırdı. Orman Kanunu gereği satışlarda önceliğimiz açık artırmalı satışlardır. Orman Genel Müdürlüğü olarak biz iki yıldır muhammen bedelleri arttırmadık, artırmayı da düşünmüyoruz. Açık artırmada serbest rekabet kuralı gereği fiyatlar %36-40 civarında arttı. Bu arz talep dengesinden kaynaklı."Üretim anlamında her yılı bir rekorla kapatıyoruz."
Aslında geçmiş yıllar ile kıyasladığımız zaman Orman Genel Müdürlüğü olarak üretim noktasında her yıl zirve yapmaktayız. Her yılı bir rekorla kapatıyoruz. 2003 yılında 7 milyon m3 olan endüstriyel odun üretimini 18 milyon m3'e çıkardık. Tomruk üretimini 2,8 milyon m3'ten 6,4 milyon m3'e çıkardık. Sürdürülebilir ormancılık ilkeleri ile koruma ve kullanma dengesi içinde Ülkemiz ormanlarından odun üretimini artırmaya devam edeceğiz. Üretimi artırmamıza paralel olarak sektör de büyüyor, haliyle odun hammaddesine olan ihtiyaç da artıyor."İthalat rakamları geriledi."Arkadaşlar ithalat rakamları geriledi. Cips ithalatı %9, tomruk ithalatı %51 , kereste ithalatı %10, yonga levha ithalatı %10 , kontrplak ithalatı %25 geriledi.
Zaman zaman mühendis arkadaşların çalışmasıyla lgili fotoğrafı görüyorum.Ormanlarda müthiş bir orta çap erozyonu var.İşaretleme de hata olacağı ihtimali beni endişelendiriyor.Miktar artması bu sebepten mıdır.Kaygılıyım.